‘’Sen siktir ol git Hamlet bozuntusu! ‘’
Günlerdir bu cümle çınlıyor zihnimde. Hatırımda kalan bir replikten öteye geçiyor ve yok saydığım öfkemi bana hatırlatıyor. Taze isyanım, ya şiddetin kapılarını açacak bana - ki umarım öyle olur- ya da kederli şarkılar eşliğinde birkaç hisli cümle kurmamla son bulacak. –Allah kimseyi öyle çaresiz bırakmasın.-
Bütün mesele benim kapı pencere kırıp üst baş yırtıp şiddetli küfürler eşliğinde arzumu izah edemememden kaynaklanıyor. Beni büyüten kadının bana ilk öğrettiği şeydi nihayetinde bu: ‘’nezaketini asla kaybetme’’. O kadının çevresindeki bütün erkekler nezaketini sık sık kaybetti. Gelmeye çalıştığım yerde ise nezaketini kaybeden erkeklerden ziyade öfkesini öteleyen kadınlar var. Şiddetten uzaklaştıkça ve bize giydirilen zerafet kurallarına tıkanıp kaldıkça hiçbir şeyin çözüleceği yok. Sevmeyi çok iyi bildiğim halde nezaketen bilmiyormuş ama öğrenmeye hazırmış gibi davrandım... Benim için sinilebilecek son noktaydı bu ve şimdi nezaketen yüksek sesle ‘’erkek egemen’’ küfürlerden bir kaçını yöneltmek istiyorum. İnanır mısınız acayip rahatlıyorum.